Dede Korkut metinlerinin farklı hacimlerde olması, bunların sözlü gelenekte farklı şekillerde icra edilmiş ve değişmiş olduğunu gösteren önemli bir ipucudur. Aynı şekilde bu metinlerin farklı yazmalarda farklı hacim ve formatta yer alması, sözlü gelenekte yaygın şekilde benimsenmiş ve yaygınlaşmış olduğunu göstermektedir. Dede Korkut metinlerinde genel anlamda boy şeklinde adlandırılan destanlaşmış hikâyeler ile soy diye adlandırılan şiirsel övgü metinleri yer alır. Ancak bu metinlerde bazen boyların da şiirsel özellik taşıyan soy şeklinde düzenlenmiş örneklerin geçtiğine tanık oluruz. Konuya örnek olarak Dresden (D), Günbed (G) ve Topkapı Sarayı Oğuznamesi (TSO) yazmalarında geçen Aras ile Kars Kalesi’nin fethinin anlatıldığı bölüm verilebilir.[1] Söz konusu metnin üç yazma eserde de farklı şekillerde işlenmiş olması, bunların ana metnin farklı birer yansıması olduğuna bir işarettir.
Sözlü geleneğe dayanan yazma eserlerde aynı anlatının farklı şekillerde işlenmiş olması, her zaman mümkün olan, hatta kaçınılmaz olan bir durumdur. Bu durumun, anlatıcı ozanların yüzyıllar ötesinden kopup gelen Dede Korkut metinlerini yeniden oluşturma ve yapılandırma isteği ile yakından ilgili olduğu söylenebilir. Çünkü anlatıcı ozan(lar), kendi söz ustalıklarını/becerilerini kanıtlama yolunu seçerek ve bu tercihlerinin bir sonucu olarak -icra ettikleri sözlü metinleri aktarmanın ötesinde- metinleri kendi üslupları ile farklı şekillerde işleyip, farklı kalıplara döker ve sunar(- lar) (Pehlivan, 2015, s. 19-27; Özçelik, 2017, s. 91-104).
Dede Korkut metinlerinin farklı hacimlerde olmasının diğer sebepleri, araştırılmaya değer ayrı bir konudur. TSO,[2] Dede Korkut metinlerinin küçük bir parçası olup Yazıcıoğlu Oğuznamesi adıyla da anılır. Eser, üç sayfada yer alan 65 satırdan ibarettir. TSO’nun metni üzerinde çalışan isimler şunlardır: Rıdvan Nafiz Edgüer (1934, 1939), Orhan Şaik Gökyay (1973), Fahrettin Kırzıoğlu (1952, 2000), Kamil Nerimanoğlu Veliyev ve Fehri Agaoglı Ugurlu (1993), Bahaeddin Ögel (1995), Fatma Ahsen Turan (1997), Mustafa S. Kaçalin (2006).
Bugüne kadar Oğuzname metnini okumanın yanı sıra metni satır satır inceleyerek anlamaya çalışmış, üzerine notlar yazmış ve en geniş şekilde araştırıp sözlüğünü hazırlamış olan araştırmacı Semih Tezcan’dır (2020).
TSO’da altı soy bulunmaktadır. Sözlü gelenekte bu eserlerin ozanlar tarafından ezberlenip sürekli aktarılmış olduğunu ve aktarmalar sırasında değişikliklere uğradığını biliyoruz. Nitekim bu Oğuzname’deki soyların bir kısmı, başka Dede Korkut yazmalarında farklı şekillerde geçer. Yani bu küçük hacimli yazmada da sözlü geleneğin etkisi ile metinlerin bazı bölümlerinin değiştiği ve farklı kalıplara dökülmüş olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu altı soyda, dize sonunda geçen sözlere veya içeriğe göre, sırasıyla şu konulardaki soylar yer alır:
• “Oġuz” redifli soy (1-8)[3] ,
• “Otman oġlı” soyu (8-25),
• “bilür” redifli soy (26-30),
• “Oğuz Beylerine Övgü” soyu (31- 55),[4]
• “Ben Ḳazan” redifli soy (55-60),
• “-mAdIm” ekli soy[5] (60-65).
Bu soylardan ilk dördünün sonunda ozanın dinleyicilere dua sözlerini içeren bölümler (8, 15-22, 28-30, 54-55. satırlar) yer alır. Ayrıca bu soylardan ikincisinin sonunda “Otman oġlı”na duadan sonra -diğerlerinden farklı olarak- onun düşmanlarına bedduaya yer verilmiştir (23-25. satırlar).
Üzerinde durmak istediğimiz “Ürülmiş Han” adı, “Oğuz beyleri soyu”nda geçer (31-55. Satırlar).[6] Oğuz beylerinin övgülerine yer verilmiş olan soy, şöyledir:
1. Topkapı Oğuznamesi’nin 4. Soyu: Oğuz Beylerine Övgü
“(31) Sarp ḥisār[ca] duma donlu,
Salḳum sulḳum don gėyen,
Ḳoŋur atın oynadan,
Yaġı görse yardımlu,
Düşmān görse durumlu,
Türkistānuŋ (32) diregi,
Tülü ḳuşuŋ yavrusı,
Ḳanlu kāfir ėllerinden adlu Ḫorasana ad çaġırdan,
Aḳça ḥiṣārın eglik salup alan,
Görklü yüzlü gözel (33) ḳızların oġlanların bolun süren,
Ḳanlu kāfir ėllerine ḳan ḳaşanduran,
Ḳara başların buŋlu ėden,
Oġlancuḳların aġlaşduran,
İtlerin (34) uluşduran,
Tavuḳların ḳaġıldaşduran Ulaş oġlı Salur Ḳazan Beg…[7]
Ḳara ṭaşı ḳarmaduḳda kül eyleyen,
Ṭaġa (35) daşa buşusından duman çöken,
Ḳara Dere aġzında ḳadir veren,
Ḳara yėri kertüp beşik ḳılan,
Ḳara buġra derisinden baġırtlaḳ (36) düzen,
Altı ay Mencergid Ḥiṣārında dutsaḳ olan,
Ḳazan Begüŋ ḳardaşı Ḳara Göne Beg…[8]
Ṭoḳsan deriden kürk olsa (37) ṭopuġın örtmeyen,
Ṭoḳuz deriden şebkülāh olsa tuluŋın örtmeyen,
Ṭoḳsan ḳoyun dovġalıḳ, on ḳoyun öyünlük yėtmeyen,
(38) Ṭoḳuz yaşar cöngin silküp atan,
Ḳıynaġında gökde dutan,
At başın yalmayup bir gez yudan Afrasiyāp oġlı (39) Alp Arız Beg…[9]
Ḳomlı deve götürmezdi anuŋ yayın,
Ḳoşa burcda eglenmezdi anuŋ oḫı Yaġrıḳçı oġlı Yazır (40) Ḳondan…[10]
Bıyıġını eŋsesinde üç gez dügen,
Ḳaḫıduḳda ḳarımına ḳan ḳaşanduran,
Ḳara gözi ḳanın dönen,
(41) Yėr evreni yılan
Ādemiler evreni Öcen oġlı Emen Beg…[11]
Demür Ḳapı Derbendin depüp yıḳan,
Ṭoḳsan ṭoḳuz ḳalʿanuŋ (42) kilidin alan,
Ṣaru Sandal ḳızına nikāḥ ḳılan,
Alınmaduḳ yėrlerden ḫarāc alan,
Yasılmaduḳ düşmeni yasan,
Gür[12] kāfir (43) ėllerin basan Ėllerşe oġlı Etil Alp...[13]
Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen,
Ḳıyan Busat ḳardaş ḳanın alan,
(44) İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan...[14]
Ban ḥisārından perleyüp uçan,
Altı batman (45) som demüri ayaġından ḳıran,
Apıl apıl yöriyende boġalayın,
Zıvıl zıvıl zıvlayanda yılanlayın,
On altı yıl Bayburt (46) Ḥiṣārında dutsaḳlıḳ çeken,
Baldırı uzun Baldırşadan ḥaḳḳın alan,
Yüce yėrden alçaḳ yėre göz gözeden Bay Böre oġlı (47) Beg Barı yigit…[15]
Ḳalıŋ Oġuz ėllerinden ḳalḳup duran,
Ḳırḳ yigidin yanına salan,
Ḳanlu kāfir ėllerine aşan,
(48) Ḳaynar aḳar dal ırmaḳların geçen,
Ġariplıḳ ėllere ġafil düşen,
Arslanıla boġasın buġrasın güreşçisin öldüren,
Otuz (49) ṭoḳuz yigidüŋ ḳanın alan,
Adlu Oġuzda ad ḳoyan,
Saru donlu Selcan Ḳadını alan Ḳaŋlı Ḳoca oġlı Ḳanṭuralu…[16]
(50) Selim oġlı Ḳurʾan sevüp Taŋrıyı yaradan [bilen],
Ulu sulṭān budaġı…[17]
Altun köpri yapan,
ʿAzrāyille savaş ḳılan,
Salḳum sulḳum don gėyen,
Saḳar atın oynadan (51) Ṭoḳuş Ḳoca oġlı Ṭoġrul Sulṭān…[18]
Dom edik duma donlu,
Dört biŋ erüŋ serveri,
Ḳazan Begüŋ ġariblıḳda yoldaşı Ḳıyan Selçik oġlı Delü Dundar Beg…
(52) Ḳara daġuŋ ḳurdı,
Ḳara ḳaya ḳaplanı,
Ḳara şahin yavrusı,
Ḳaraŋu dünle atın oynadan Alp Rüstem…[19]
Beg[d]eşle begdeş ḳanın alan,
Ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan,
(53) Ḳara başına oġlanlıġında ḳıyan,
Öcen oġlı Emen Begden öcin alan
Eŋse Ḳoca oġlı Oḳçı Ḳozan…[20]
Sarı sazda ulalan,
Sarı arslan südin emen,
(54) Sazda böyümiş saz delüsi, [21]
Günüŋ günden yėg olsun,
Dünüŋ dünden yėg olsun,
Demüŋ demden yėg olsun,
Nefesüŋ geçgün olsun,
Ḳılıcuŋ kesgün (55) olsun,
Ḫıżır yoldaşuŋ olsun.[22]” (TSO: 31-55. satırlar)
Yukarıdaki soyda sırasıyla şu Oğuz beylerinin övülmüş olduğu görülmektedir:
1. Ulaş oġlı Salur Ḳazan Beg,
2. Ḳara Göne Beg,
3. Afrasiyāp oġlı Alp Arız Beg,
4. Yaġrıḳçı oġlı Yazır Ḳondan,
5. Öcen oġlı Emen Beg,
6. Ėllerşe oġlı Etil Alp,
7. Ürülmiş Ḫan,
8. Bay Böre oġlı Beg Barı yigit,
9. Ḳaŋlı Ḳoca oġlı Ḳanṭuralu,
10. Ṭoḳuş Ḳoca oġlı Ṭoġrul Sulṭān,
11. Ḳıyan Selçik oġlı Delü Dundar Beg,
12. Alp Rüstem,
13. Eŋse Ḳoca oġlı Oḳçı Ḳozan.
Soyda övülmüş olan Oğuz beyleri ile ilgili olarak şu konular dikkat çekmektedir:
* Yukarıda adı geçen Oğuz beylerinden Ulaş oġlı Salur Ḳazan Beg, Ḳara Göne Beg, Ḳaŋlı Ḳoca oġlı Ḳanṭuralu, Ḳıyan Selçik oġlı Delü Dundar Beg, Alp Rüstem ve Eŋse Ḳoca oġlı Oḳçı Ḳozan’ın adları D yazmasında da geçer.
* TSO’daki bir kısım Oğuz beylerinin adı, D yazmasında farklı şekillerde geçer:
* Yukarıda adı geçen Oğuz beylerinden Yaġrıḳçı oġlı Yazır Ḳondan,[36] Ürülmiş Ḫan ve Ėllerşe oġlı Etil Alp’ın adları ise D yazmasında geçmez. Metinde de görüldüğü gibi üzerinde durmak istediğimiz “Ürülmiş Ḫan” övgüsünde ayrıca konumuz bakımından önemli olan “Ḳıyan Busat” adı geçer.
2. Ürülmiş Ḫan ve Busat ile İlgili Dizeler/Ürülmiş Ḫan Kimdir?
TSO’daki metinlerdeki karışıklıklar ve yanlışlar konusunda iki tahmin yapılabilir. Bu metinler, soyları ezberlemiş olan biri tarafından doğrudan yazıya geçirilmiş olabilir. Bir icra ortamında not alan yazıcı tarafından metne katılmış olduğu düşünülebilir. Birinci ihtimalin daha güçlü olduğunu düşünüyoruz.
Şimdi yukarıda verdiğimiz Oğuz beylerinin övgüsünden oluşan soyda yedinci sırada ve 43-44. satırlarda geçen “Ürülmiş Han” övgüsünü görelim:
“…Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen,
Ḳıyan Busat ḳardaş ḳanın alan,
(44) İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan”
Bu övgüde karışıklıklar, eksiklikler ve bir okuma sorunu söz konusudur. Övgüde geçen ve yukarıda “Ürülmiş” şeklinde okunmuş olan kelime, bazı araştırmacılar tarafından “Urulmış” (Gökyay, 1973, CLXXVII, Kaçalin, 2006, s. 293-301) şeklinde okunmuştur. Semih Tezcan, kelimenin yapısı ve anlamı konusunda şunu yazmıştır: “Basat’ın unvanı gibi kullanılmış olan bu söz, ‘seçkin, seçilmiş hân’ olarak anlaşılabilir (ürül-mek <üdrül-mek). Arapça Mustafa da ‘seçilmiş’ anlamına gelir.” (2020, s. 203).
Semih Tezcan, ayrıca 43. satır ile ilgili bir notunda da metnin bu kısmının Busat’ın övgüsü olduğunu yazmıştır (2020, s. 200). Tezcan, 44. satır üzerine yazdığı iki notta ise övgüdeki “ḳardaş ḳanın alan” ile “İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan” ibareleri üzerine durmuş ve bunları D yazmasındaki Basat boyunda geçen olaylar ile açıklamaya çalışarak görüşünü desteklemek istemiştir (2020, s. 201-203).
Tezcan’ın haklı olduğunu düşünüyor ve başka iki konuya dikkat çekerek “Ürülmiş Han” övgüsü ile ilgili düzeltme teklifleri sunmak istiyoruz:
1. Kanaatimizce “Ürülmiş Ḫan” övgüsü TSO’daki bu soyda ikiye bölünmüş ve ayrı satırlarda yazılmıştır. Yani bu övgüde takdim tehir yanlışlıkları ve karışıklıklar bulunuyor. Övgünün ilk kısmı 43-44. satırlardaki şu dizelerdir:
“…Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen,
Ḳıyan Busat ḳardaş ḳanın alan,
(44) İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan”
Övgünün ikinci kısmı Eŋse Ḳoca oġlı Oḳçı Ḳozan övgünün devamında ve 53-54. satırlarda yer alan aşağıdaki dizelerdir:
“…Sarı sazda ulalan,
Sarı arslan südin emen,
(54) Sazda böyümiş saz delüsi”
Kanaatimizce bu dizeler Ürülmiş Han övgüsünün bir parçası olduğunda iki bölüm birleştirilmelidir.
2. Yukarıdaki metinde de görüldüğü gibi her övgü kıtasının sonunda bir Oğuz beyinin adı anılmıştır. Ayrıca metinde diğer bir beyin övgüsüne geçmeden önce bir kelimelik küçük birer boşluk bırakılmış olduğunu belirtmek gerekir. Söz konusu boşluklar, yukarıdaki metnin dip notlarında gösterilmiştir. Ancak yalnızca “Ḳıyan Selçik oġlı Delü Dundar Beg”in övgüsü, 51. satırın sonunda bittiğinden boşluk bırakmaya gerek kalmamıştır. Yazıcının bu boşlukları bilinçli ve belirleyici bir işaret olarak bırakmış olduğu söylenebilir. Bu üç dizedeki övgünün hemen öncesinde ve sonrasında küçük birer boşluk bırakılmıştır. Ancak bu dizelerin sonunda bir kahraman anılmamıştır. Yani övgünün hangi Oğuz kahramanına ait olduğu yazılmamış ve soy, dinleyiciye yapılan dua kısmı ile sonlandırılmıştır. Bu durum da soy metninde bir karışıklık ve takdim tehir yanlışlığı bulunduğunu açıkça göstermektedir. Yani metindeki bu övgülerin kim için yapıldığı bir sorun olarak karşımızda duruyor.
“Sarı sazda büyüyen, sarı aslanın sütünü emmiş olan, sazda büyümüş saz yiğidi” şeklinde sözü edilen kahraman Busat’tan başkası değildir. Nitekim bu dizeleri “Ürülmiş Ḫan” övgüsünün başına aldığımızda metin bir bütünlük arz etmektedir:
“Sarı sazda ulalan,
Sarı arslan südin emen,
(54) Sazda böyümiş saz delüsi,
(43) Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen,
Ḳıyan Busat ḳardaş ḳanın alan,
(44) İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan”
3. Bu dizelerin birleştirilmesi işleminin doğru olduğuna D yazmasındaki Basat boyunun başında geçen olayı kanıt göstermek yeterli olacaktır. Basat boyunun başında Oğuzların göç etmek zorunda kaldıkları ve göç sırasında düşmüş olan Aruz’un oğlunu bir aslanın bulduğu ve aslan yatağına götürüp beslediği şu şekilde anlatılır:
Meger ḫanum, bir gün Oġuz otururiken üstine yaġı geldi; dün içinde ürkdi göçdi. Ḳaçup gėderiken Aruz Ḳocanuŋ oġlancuġı düşmiş, bir aṣlan bulup götürmiş, beslemiş. Oġuz gene eyyāmıla gelüp yurdına ḳondı. Oġuz Ḫan[ın]uŋ ılḳıcısı gelüp ḫaber getürdi eydür: Ḫanum, sazdan bir aṣlan çıkar, it [gibi] ürür, apul apul yörişi ādem gibi; at baṣuban ḳan sömürür. Aruz eydür: Ḫanum, ürkdügümüz vaḳtın düşen menüm oġlancuġumdur belki, dėdi. Begler bindiler, aṣlan yataġı üzerine geldiler. Aṣlanı ḳaldurup oġlanı ṭutdılar. Aruz oġlanı alup ėvine getürdi. Şadılıḳ ėtdiler, yėme içme oldı. Ammā oġlanı ne ḳadar getürdilerise ṭurmadı, gėrü aṣlan yataġına vardı. Gėrü ṭutup getürdiler. Dedem Ḳorḳud geldi eydür: Oġlanum, sen insānsın, ḥayvānıla muṣāḥib olmaġıl! Gel, yaḫşı at bin, yaḫşı yigitlerile eş yort! dėdi. Ulu ḳardaşuŋ adı Ḳıyan Selcükdür, senüŋ aduŋ Basaṭ olsun. Aduŋı men vėrdüm, yaşuŋı Allāh vėrsün, dėdi. (Özçelik 2022/II: D108b.7-109a.10)
4. Yukarıdaki söz konusu dizeleri birbiri ardına eklediğimizde ortaya çıkan yeni metinde övgüye değer görülen özelliklerin, bu satırlarda anlatılan Basat’ın aslan tarafından büyütüldüğüne dair hikâyesi ile örtüştüğü açıktır:
“Sarı sazda ulalan,
Sarı arslan südin emen,
(54) Sazda böyümiş saz delüsi,
(43) Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen…”
5. Ayrıca D yazmasında Basat’ın gazaya gitmiş olduğu ve geri döndüğü -süre ve yer belirtilmeksizin- anlatılır. Basat’ın gazadan geldiği esnada ikinci oğlunu Tepegöz’e kurban vermek istemeyen Kapak Kan’ın eşi, oğlunu kurtarmak için Basat’tan bir esir alır ve onu oğlunun yerine Tepegöz’e gönderir. Aynı şekilde D yazmasında Basat, Tepegöz’ü öldürüp kardeşi Kıyan Selcük’ün öcünü alacağını iki defa söyler:
“Mere ḳavat, aġ saḳallu babamı aġlatmışsın.
Ḳarıcuḳ, aġ bürçeklü anamı bozlatmışsın.
Ḳarındaşum Ḳıyanı öldürmişsin.
Aġca yüzlü yengemi ṭul eylemişsin,
ala gözlü bebeklerin öksüz ḳomışsın.
Ḳor mıyam seni, ḳara polad üz ḳılıcum ṭartmayınca,
ḳafālu börklü başuŋ kesmeyince,
alca ḳanuŋ yėr yüzine tökmeyince,
ḳardaşum Ḳıyanuŋ ḳanın almayınca ḳomazam.” (Özçelik 2016/II: D118a.5-10).
Görüldüğü gibi D yazmasındaki boyda anlatılan bu olaylar ile yukarıdaki övgünün ilk dört dizesinde geçenler tam olarak örtüşmektedir.
S. Tezcan, “TSO’nda kahramanın Kıyan Busat diye anılması hayret uyandırmaktadır. Çünkü DKK’ndaki Oğuzname’ye göre kahramanın kendi adında Kıyan ögesi yoktur.” (2020, s. 201) der ve Basat’ın kardeşinin adının Kıyan Selcük olduğunu belirtir. Kanaatimizce bu durum, metinde ezber sorunundan kaynaklanan bir takdim tehir yanlışlıkları ve karışıklıklar ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Çünkü TSO metni, altmış beş satırlık küçük bir metin olup muhtemelen övgüler, metni ezberlemiş olan kişinin hafızasındakilerle sınırlı olarak yazıya geçmiş bulunuyor. Bu nedenle övgüdeki sorunun anlaşılması için öncelikle şu iki dizenin yerinin belirlemesi gerekiyor:
“Ḳıyan Busat ḳardaş ḳanın alan,
(44) İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan”
6. Kan almak, ‘intikam almak, öç almak’ anlamına geldiğine göre burada öç alan kişi olarak Busat anılmış olmalıydı. Çünkü Busat, Tepegöz’ü öldürerek kardeşi Kıyan Selcük’ün kanını/intikamını almıştır. D yazmasında Basat’a kardeşinin ölüm haberi yukarıda sözü edilen kadın tarafından “Meydān yüzinde ḳardaşuŋ Ḳıyan Selcük ödi ṣıtdı, cān vėrdi.” cümlesiyle haber verilir. Basat boyunun sonunda ise Dede Korkut, Basat’ın Tepegöz’ü öldürerek kardeşinin öcünü aldığını şu şekilde anlatır:
“Dedem Ḳorḳud gelüben şadılıḳ çaldı,
ġāzi erenler başına ne geldigin eydivėrdi,
hem Basaṭa alḳış vėrdi:
Ḳara ṭaġa a! yėtdügüŋde aşıt vėrsün!
Ḳanlu ḳanlu ṣulardan [gėçer olsaŋ] gėçit vėrsün! dėdi.
Erligile ḳardaşuŋ ḳanın alduŋ,
ḳalın Oġuz beglerini buŋdan ḳurtarduŋ.
Ḳādir Allāh yüzüŋ aġ ėtsün Basaṭ!” (Özçelik 2022/II: D119a.9-119b.1)
Oğuznamelerdeki övgülerde han ve beg ünvanlarının eş anlamlı olarak kullanıldığını biliyoruz. Ayrıca metnin bu kısmında diğer Dede Korkut yazmalarında da gördüğümüz bir takdim tehir yanlışı yapılmış olduğu anlaşılıyor. Yani metinde “Ḳıyan Busat” şeklinde geçen adda bir takdim-tehir yanlışlığı bulunmaktadır. Yani ozanın metinde “Ürülmiş Han”ı Busat’ın bir sıfatı olarak kullanmış olması gerekmektedir: Ürülmiş Han Busat = ‘Seçkin bey Busat’.
D yazmasından yukarıda aktarılmış olan bilgiler ışığında iki dizeyi şu şekilde tamir etmeyi teklif ediyoruz:
Ḳıyan [Selcüküŋ] ḳardaş ḳanın alan,
İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan Busat.
Sonuç
* Yukarıdaki düzeltme teklifleri doğru ise TSO’da Oğuz beylerine övgü soyunda geçen Busat’ın övgüsü, şöyle yapılanmış olur:
“Sarı sazda ulalan,
Sarı arslan südin emen,
(54) Sazda böyümiş saz delüsi,
(43) Yėdi yıl Elburza sefer ḳılan ḳaydup dönen,
Ḳıyan [Selcüküŋ] ḳardaş ḳanın alan
İt Depegözi öldürüp ḳalıŋ Oġuzda ad ḳoyan Ürülmiş Ḫan Busat”
* Metin ile ilgili bu örnekler, TSO’da yazım sorunlarının ezber sorunları ile iç içe girmiş olduğunu gösteriyor.
Kaynakça
Edgüer, R. N. (1934). “Oğuz Destanı”ndan bir parça. Türk Tarih ve Etnografya Dergisi, 2, s. 243-249.
Gökyay, O. Ş. (1973). Dedem Korkudun kitabı. Millî Eğitim.
Kaçalin, M. S. (2006). Dedem Korkudun Kazan Bey Oğuz-Nâmesi. Kitabevi.
Kırzıoğlu, F. (1952). Dede Korkut Oğuznâmeleri. İstanbul.
Nerimanoğlu Veliyev, K. ve Agaoglı Ugurlu, F. (1993). Oğuzname parçaları. Oğuznameler. Bakı Universiteti Neşriyatı, s. 53-59.
Ögel, B. (1995). Türk mitolojisi (Kaynakları ve açıklamaları ile destanlar) (C 2). Altınordu.
Özçelik, S. (2017). Sözlü edebiyat ürünü yazmaların edisyon kritik yöntemi ile okunması: “Dede Korkut” örneği. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten, 65(1), s. 91-104.
Özçelik, S. (2022a). Dede Korkut -Dresden Yazması- Giriş, notlar (C. 1), Türk Dil Kurumu.
Özçelik, S. (2022b), Dede Korkut -Dresden Yazması- Metin, dizin (C. 2). Türk Dil Kurumu.
Pehlivan, G. (2015). Dede Korkut Kitabı’nda yapı, ideoloji ve yaratım -Dresden ve Vatikan nüshalarının mukayeseli bir incelemesi. Ötüken.
Tezcan, S. (2001). “Dede Korkut Oğuznâmeleri” üzerine notlar. Yapı Kredi.
Tezcan, S. (2020). Topkapı Sarayı Oğuznamesi. Yapı Kredi.
Turan, F. A. (1997, 1-3 Mayıs). Dede Korkut ile Oğuznamedeki ortak formüller. V. Milletlerarası Türk Halk Kültürü Kongresi Halk Edebiyatı Seksiyonu Bildirileri II içinde (s. 299-308).